Babil Sürgünü ve Sonrası (İsra Suresi 7. Ayet-i Kerime)

Kur'anı Kerim'de Kudüs ile ilgili olan ayetler incelendiğinde üç kategoride sınıflandırılmaktadır. Birinci kategorideki ayetler kat'i bir referansla Kudüs'ten bahseden ayetlerdir.

İkinci kategorideki ayetler mücmel fakat yüksek olasılıkla aynı şehre (Kudüs'e) işaret eden ayetlerdir.

Üçüncü kategorideki ayetler ise, kesin olmamakla birlikte mücmel olarak Kudüs'ten bahseden ayetlerdir. (Yazıda paylaşılacak ayet, İsra suresi 7. ayet, Babil sürgünü ve sonrası...)

Bu paylaşımda İsra suresinin 7. ayeti kerimesinin meal ve tefsir başlıklarında sizleri aydınlatmaya çalışacağız. Ayet, Babil Sürgünü (istilası) ve sonrasında yaşanılan olaylardan bahsetmektedir.

اِنْ اَحْسَنْتُمْ اَحْسَنْتُمْ لِاَنْفُسِكُمْ وَاِنْ اَسَأْتُمْ فَلَهَاۜ فَاِذَا جَٓاءَ وَعْدُ الْاٰخِرَةِ لِيَسُٓؤُ۫ا وُجُوهَكُمْ وَلِيَدْخُلُوا الْمَسْجِدَ كَمَا دَخَلُوهُ اَوَّلَ مَرَّةٍ وَلِيُتَبِّرُوا مَا عَلَوْا تَتْب۪يراً

Meali

 “İyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz, kötülük yaparsanız yine kendinize yapmış olursunuz. İkinci bozgunculuğun zamanı gelince, yüzünüzü kara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine mescide (Beyt-i Makdis’e) girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi yerle bir etsinler diye onları tekrar göndereceğiz.”

Tefsiri

Hz. Mûsâ’nın ölümünden sonra İsrâiloğulları’nın Filistin’deki çeşitli putperest toplulukların tesirinde kalarak bir yandan tevhide dayalı inançlarını bozarken bir yandan da Tevrat’ın ilkelerinden sapıp kötülüklere bulaşıyorlardı (bk. Hâkimler, 2/11-13).

Azgınlıklarını peygamberlerini öldürmeye kadar götürmeleri neticesinde “ilk vaad” gerçekleşmiştir. Tefsirlerde bu ilk vaad hakkında, Bâbil esaretinin de dahil olduğu farklı olaylardan söz edilmiştir (bk. Şevkânî, III, 237).

Tarihî bilgilere göre ise bu ilk vaad, milâttan önce VI. yüzyılda Bâbilliler’in Kudüs’ü işgal etmeleri ve Süleyman Mâbedi’ni (Birinci Mâbed) yıkmalarıyla başlayan sürgün ve esaret sürecini ifade etmektedir.

6. âyette, zamanın Pers Kralı Kyros’un milâttan önce 539’da Bâbil’i ele geçirdikten sonra İsrâiloğulları’nın ülkelerine dönmelerine izin vermesiyle başlayan ve milattan önce 63 yılına kadar süren millî birliğin yeniden kurulması, İkinci Mâbed’in inşası, Kudüs’ün imarı, dinî ve kültürel hayatın yeniden canlanması gibi olumlu gelişmelerin yaşandığı döneme işaret edildiği anlaşılmaktadır.

7. âyette ise bu parlak dönemin ardından girilen yeni bir dinî, kültürel, siyasî kriz ve yıkım dönemine atıfta bulunulduğu görülmektedir. Bu dönemde önce yahudiler arasında çeşitli fikrî ve siyasî ihtilâflar ve iç karışıklıklar başlamış; ardından iktidar mücadelesi veren bir yahudi grubunun iş birliği yaptığı Romalılar Kudüs’ü ele geçirerek şehri tahrip etmiş, yahudilerin bağımsızlığına son vermişler. (M.Ö. 63)

Bu arada on binlerce Yahudi öldürülmüş ve nihayet 70 yılında İkinci Mâbed de Romalılar tarafından yıkılmıştır (konuyla ilgili tarihî bilgiler için bkz. Moshe Sevilla-Sharon, s. 29-76). Tefsirlerde yahudilerin ikinci bozgunculuklarıyla ilgili olarak zikrettikleri Hz. Yahyâ’yı öldürmeleri olayı da bu dönemde vuku bulmuştur. Bundan sonra 1948’e kadar Filistin’de Yahudi hâkimiyeti kurulamamıştır.

Eğer iyilik ederseniz; Allah'a itaat, emir ve yasaklara riayet etmekle güzel çalışır, iyilikler yaparsanız kendinize iyilik etmiş olursunuz. Çünkü o iyilik ve itaatin bereketleriyle yüce Allah, size her türlü iyilik ve bereket kapılarını açar ve eğer kötülük yaparsanız o da kendi aleyhinizedir. Allah'a isyan eder, yasak şeyler ve bozgunculuk peşinde olursanız, kendinize kötülük etmiş olursunuz. Çünkü isyan ve bozgunculuğun uğursuzluğu ile, üzerinize dünya ve ahiret cezalarının kapıları açılır. İsrail’in kurulmasıyla birlikte ikinci bozgunculukları başlayacak ve o vakit son cezalandırma zamanları gelecek, kötülükleri yüzlerine çarpılacak, devletleri başlarına yıkılacaktı.

Nitekim şöyle buyrulmuştur: Bunun üzerine sonraki cezalandırma zamanı gelince; önce haber verilen iki defa fesat çıkarmaktan sonuncusunun cezalandırılma zamanı gelince ki bu da Hz. Yahya'yı (a.s) öldürme ve Hz. İsa'yı (a.s) öldürme ve çarmıha germeye kalkıştıkları zamandır yüzlerinizi kötü duruma sokmak için ve ilk kez girdikleri gibi Mescid'e (Kudüs'e) girmeleri için ve her istila ettiklerini mahvetmeleri içindir.

İkinci ceza için bir de şu ihtimal vardır. Siyonizm, Batının süper güçlerinin desteğiyle İsrail devletini 1948’de kurdu. Üç milyon kadar Filistinli Müslümanı yurtlarından kovup, altmış yıldan beri İslam dünyasını kana ve ateşe verdi. Dolayısıyla bu ayet, mazlum Müslümanların haklarını alıp vatanlarına kavuşacaklarına da işaret olabilir. Buhari’de geçen şu Hadis-i Şerif konuya ışık tutmaktadır:

“Müslümanlarla Yahudiler arasında kanlı bir savaş olmadıkça kıyamet kopmaz. Müslümanlar onları kırıp mahvedecek. Hatta Yahudi taşın, ağacın arkasına saklanacak, bunun üzerine o taş, o ağaç dile gelerek Yahudiyi kovalayan kimseye “Ey Müslüman!, şu arkamda bir Yahudi var, gel onu da öldür!” diyecektir.” (Buhari, Cihad 94 Müslim, Fiten 82)

Kaynaklar: Prof. Dr. Ömer Çelik , Hakk'ın Daveti Kuran-ı Kerim Meali ve Tefsiri / Diyanet İşleri Başkanlığı, Kur'an Yolu Türkçe Meal ve Tefsiri

Henüz Yorum Yapılmamış