Hadrianus

(24–138)

HAYATI

Tam adı Publius Aelius Traianus Hadrianus olan ve 117–138 yılları arasında yaşamış, Stoacı-Epikürik, Aelia Klan'ı üyesi, Roma İmparatoru’dur. Hadrianus Roma İmparatorluğu'nu 96-180 arasında birbiri ardınca yönetmiş olan. "Beş İyi İmparator'un üçüncüsüdür." (NervaTrajanHadrianusAntoninusPius ve MarcusAurelius )

Hadrianus, Picenum (İtalya) kökenli ve sonradan İspanya Baetica'daki (orijinalinde İspanya Ulterior) Italica'ya yerleşmiş eski bir ailenin üyesi olarak Roma'da doğdu. Selefi Trajan'nın halasının torunu olarak onunla aile bağı vardı. Trajan, resmi olarak onu hiçbir zaman halefi olarak belirlemedi ama karısı Plotina'ya göre, Trajan ölmeden hemen önce Hadrianus'u acilen İmparator olarak adlandırdı. Her halukârda, Trajan'nın karısı Hadrianus'u destekliyordu ve belki de Hadrianus imparatorluğunu bu kadına borçludur. Hadrianus onun ricasıyla 100 yılında Vibia Sabina ile evlenmiştir. Hadrianus 138 yılında 62 yaşında öldü. Ancak hayatının büyük bölümünü seyahatlerle geçiren bu adamın yolculuğu henüz bitmemişti. Önce, Baiae yakınlarındaki Puteoli'de eskiden Cicero'ya ait olan mülke defnedildi. Kısa bir süre sonra cenazesi neredeyse bitmiş olan mozolesinin bulunduğu yere yakın "Domitia Bahçeleri"'ne taşındı. Hadrian'ın Mezarı'nın Roma'da tamamlanması üzerine 139'da cenazesi halefi AntoninusPius tarafından yakıldı ve küllerimezara konuldu. Halefi Antoninus aynı zamanda Hadrinaus’u 139 yılında tanrılaştırdı ve Campus Martius'dan onun anısına bir tapınak verdi.

HADRİANUS VE ORDU

Askeri yönetici olarak kendi büyük kişiliğine rağmen, Hadrianus'un yönetimi büyük askeri çatışmaların eksikliği ile dikkat çeker. Askeri açıdan savunulamaz olduğu gerekçesiyle Trajan'ın Mezopotamya'daki fetihlerinden feragât etti. 121 yılında neredeyse Perslerle bir savaşa giriyordu ancak tehdit, barışla sonuçlanan müzakereyle önlendi. Hadrianus'un Yahudiye'deki Yahudi karşıtı tavırları Bar Kokhba ve Rabbi Akiva önderliğinde büyük bir Yahudi ayaklanmasına yol açtı (132–135). Hadrianus'un ordusu sonunda isyanı bastırdı ve Yahudilere karşı Babylon Talmududuna istinaden dinsel baskı devam etti.

(Hadrianus döneminde imparatorluk sınırları)

Barış politikası, imparatorluk sınırları boyunca kalıcı tahkimatların yapılmasıyla güçlendirildi. Bunların en ünlü olanı İngiltere'deki büyük Hadrian Duvarı'dır. Tuna ve Ren sınırları düzenli aralıklarla genellikle ahşap tahkimatlar, hisarlar, ileri karakollar ve özellikle iletişimi geliştirmek ve yerel bölgelerin güvenliğini sağlamak için gözetleme kuleleri inşa edilerek tahkim edildi. Moralleri korumak ve orduyu artan sabırsızlıktan korumak için Hadrianus, yoğun rutin talimler oluşturdu ve orduları kişisel olarak denetledi. Sikkelerinde, askeri imajı sivil imajından daha sık göründüğü halde, Hadrianus'un politikası kuvvet kaynaklı ve de antlaşmalardan oluşan bir barıştı.

BAR KOHBA İSYANI (132-136)

Bar Kohba İsyanı 132-136 yılları arasında Yahudi topraklarında  Roma İmparatorluğu'na  karşı yapılmış üçüncü büyük ayaklanması ve Yahudi-Roma savaşlarının sonuncusudur. Bu ayaklanma ayrıca İkinci Yahudi-Roma savaşı, İkinci Yahudi ayaklanması, 115-117 yılları arasında gerçekleşen Kitos Savaşı dikkate alındığında Üçüncü Yahudi-Roma savaşı veya Üçüncü Yahudi ayaklanması olarak da bilinir.

Dönemin Yahudilerince "mesihvari özellikleri bulunan" Şimon Bar Kohba bu ayaklanmanın lideriydi. Ayaklanma sonucunda Yahudiye'nin bazı bölümlerinde iki yıl süreyle bağımsız bir ülke kurulması başarılmasına rağmen en nihayetinde Roma 12 birlikli ana ve yedek ordularıyla bu devleti yıktı. Roma, Yahudilerin (9 Av bayramı hariç) Kudüs'e girmesini yasakladı.

İsa'yı mesih olarak kabul eden Yahudiler (İlk Hıristiyanlar) Bar Kohba ayaklanmasını desteklemedi; buna rağmen bu Yahudilerin de Kudüs'e girişi yasaklandı. Savaşın sonunda Hristiyanlıkla Yahudilik arasında belirgin farklılıklar oluşmaya başladı.

Öncesi

70'te gerçekleşen Büyük İsyan'ın ardından, Roma İmparatorluğu bölgeyi kontrol altında tutan şövalyelerini geri çekip onun yerine bölgeye X Fretensis olarak bilinen ordu birliklerini yerleştirdi.

130'da İmparator Hadrianus, Kudüs'ü ziyaret ettikten sonra Yahudilere sıcak davranıp şehri tekrar kurma sözü verdi. Önceleri bu duruma sevinen bölgedeki Yahudiler, İmparatorun kutsal tapınağın olduğu yere Jüpiter tapınağını inşa etmek istediğini öğrenince ihanete uğradıklarını hissettiler.

Bölgeye VI Ferrata birliği ilave edildi. 131'de bölgenin valisi Tineius Rufus, Kudüs'ün bulunduğu yere Aelia Capitolina isimli şehri kurma projesine başladı. "Tapınağı sabanlamak" günah olduğundan Yahudiler Roma'ya sırt çevirdi. Helenistik felsefeye göre vücudu bozmak yanlış olduğundan Romalılar sünneti yasaklayınca Yahudilerle Roma İmparatorluğu arasındaki gerginlik daha da arttı.

Ayaklanma

Bar Kohba yerine İsa'yı kendilerine Mesih seçen Yahudilerin bu dönemde (dini açıdan) Yahudilerden kopup Hıristiyanlığı başlattıkları düşünülür.

Yahudi liderler Birinci Yahudi-Roma savaşında yapılan hataları tekrarlamamak için bu ayaklanmayı özenle tasarladı. 132'de Bar Kohba önderliğinde Modi'in'de başlayan ayaklanma tüm yurtta yayıldı ve Kudüs'teki Roma garnizonu püskürtüldü.

İki buçuk yıl bağımsız bir devlet olmayı başaran bu devletin hükümdarlığını Şimon Bar Kohba yaptı ve devlet başkanı unvanına sahip oldu. "İsrail'in kurtuluş çağı" ilan edildi, belgeler imzalanıp yüklü miktarda gümüş ve bakır paralar basıldı.

Bu dönemde Sanhedrin'in başkanlığını Rabbi Akiva yapıyordu ve Tanrı'ya kurban adakları tekrar başladı.

Roma Tepkisi

Bu ayaklanma Roma'yı hazırlıksız yakaladı. Hadrianus, Roma Britanya’sındanGeneral Sextus Julius Severus ve ordularını çağırttı. Bu ordu, 60 yıl öncesinde ayaklanmaları bastıran Titus'un ordusundan çok daha büyüktü. Roma büyük kayıplar verdi ve XXII Deiotariana birliği dağıtıldı.

Üç senelik bir mücadelenin ardından Kudüs'ü Roma'ya kaybeden Bar Kohba, Betar kalesine çekildi ve kısa bir zaman sonra bu kale de kuşatma altına alındı. Kudüs Talmud'unda anlatıldığına göre can kaybı yüklü miktardaydı: "kanlar atlarının burunlarına yükselene kadar öldürmeye devam ettiler". Ayrıca Talmud'da, Roma'nın Yahudilerin ölülerini Betar'a gömme yasağının 17 sene sürdüğünü anlatır.

Sonuç

Cassius Dio'ya göre 580.000 Yahudi öldürülüp 50 kale ve 985 köy yerle bir edildi. Talmud ise ölüleri milyonlarla açıklar. Talmud'da adı geçen rakamlar zamanında o kadar Yahudi olmadığı için gerçekçi değildir. Cassius Dio ayrıca birçok Romalı askerden haber alınamadığını belirtip Hadrianus'un senato açılışında her zaman söylediği "Siz ve çocuklarınız sağlıklıysa, ben ve ordumuz da sağlıklıdır" cümlesini sarfetmediğinden bahseder.

Yahudileri ayaklanmaların kaynağı olarak gören Hadrianus, Yahudiliği kökten silmeye çalıştı. Tora kanunlarını ve İbrani takvimini yasakladı ve dini liderleri öldürttü. Yahudilerin kutsal yazıtlarını Tapınak Dağı'nda törenlerle yaktı. Tapınağın olduğu yere biri kendisi ve biri Jüpiter olmak üzere iki heykel diktirdi. Yahudiliği hafızalardan silmek için bölgenin adını haritadan sildi. Bölgenin adını Yahudiye'den, zamanında Yahudilerin azılı düşmanları olan Filistinlilerden esinlenerek Suriye Filistin’ikoydu ve Filistin adı bugüne kadar devam etti. Kudüs'ü pagan şehrine çevirip Yahudilerin girmesini yasakladı.

Uzun Vadede Etkileri ve Tarihi Önemi

I. Konstantin, savaşın yasını Ağlama Duvarı'nda tutmak için senede bir defaya mahsus olmak üzere (9 Av'da) Kudüs'ün kapılarını Yahudilere açtı. Yahudiler, yaklaşık 2000 yıl dağınık halde yaşarken, bölgedeki Yahudi nüfusu dönemden döneme farklılıklar gösterdi.

Modern tarihçilere göre, Bar Kohba isyanı, Yahudi tarihini etkileyen önemli bir unsurdur; büyük kayıplar yüzünden bu yıldan başlayarak Yahudi diasporası başlamıştır. Aynı tarihçiler, Birinci Yahudi-Roma savaşına kıyasla bu ayaklanma sonrasında daha çok Yahudinin öldürüldüğünü, sürüldüğünü veya köle olarak satıldığını belirtilir. Bu olaylardan sonra Yahudiliğin dini merkezi bu bölgeden Babil'e kaydı. Celile'de 2-4. yy arasında Kudüs Talmudu derlendi ve Safed Yahudiliğin (özellikle 15. yüzyılda Kabbala konusunda) dini merkezlerinden biri oldu.

Ayaklanmadan yenilgiyle çıkan Yahudilerin dini öğretilerinde değişiklikler görülmeye başlandı. Daha tutucu olmaya başlayan Yahudiler Mesihlik kavramını daha soyut ve ruhani algılamaya başladılar. Talmud çağlarında Bar Kohba için sahte Mesih deyip aşağılamalarına rağmen modern çağda Bar Kohba gelenekçilik ve milliyetçilikte önemli ikonlardan biri haline geldi.

Kaynakça;

Wikipedia

Henüz Yorum Yapılmamış