II. RAYMOND
(1116 – 1152)
Dönemin Suriye sınırları içerisinde bulunan Trablus’un kontu Pons ile Cecile'nin en büyük oğludur. 1116 yılında doğduğu tahmin edilmektedir.
HÜKÜMDARLIĞI VE MÜSLÜMANLARLA SAVAŞLARI
Şam komutanı Memlûk Bazwāj, Trablus'a akınlar düzenliyordu ve bir muharebede Trablus kontu Pons'u yendi. Pons, muharebe meydanından kaçtı, fakat yerli Hristiyanlar onu esir alıp, Bazwāj'a teslim ettiler, Bazwāj, Pons'u 25 Mart 1137 günü idam etti.Bazwāj bir sınır kalesini ele geçirdi fakat Trablus'a saldırmadan Şam'a geri döndü. Babasının ölümünün intikamını almak için Raymond, Lübnan Dağı bölgesinde bulunan yerli Hristiyan yerleşimlerini işgal etti ve halkın birçoğunu esir aldı. Esir alınan erkek, kadın ve çocuklar Trablus'a götürülüp, çoğunluğuna işkence edilip, idam edildiler. Surlu Vilyam, Raymond'un yerli Hristiyanlara karşı olan seferinin onun "savaş cesaretinin ilk dersleri" olduğunu belirtir.
Pons'un ölümünü öğrendikten sonra Musul Atabegi I. İmâdüddin Zengî, Trablus'u 1137'de işgal etti. Zengî, Montferrand'ı kuşattıktan sonra, Raymond, dayısı Kudüs kralı Foulques'a kuşatmayı kırması için yardım göndermesini de istemiştir. Foulques ve ordusu Trablus Kontluğu'nun sınırını geçtikten kısa bir süre sonra, Antakya Prensi Raymond, Bizans İmparatoru II. İoannis'in Antakya'yı işgal ettiğine dair Foulques'u bilgilendirdi.
Foulques ve Trablus kontu Raymond, Antakya'ya ilerlemeden önce Zengî'nin kuvvetlerine saldırıda bulunmaya karar verdiler, çünkü atabegi kolayca yenebileceklerini düşünüyorlardı. Ancak Zengî, Humus kuşatmasını kaldırdı ve Kudüs ve Trablus birleşik güçlerine beklenmedik bir saldırı düzenledi. Muharebe sırasında binlerce Hristiyan asker öldü ve hatta Raymond da dahil olmak üzere daha çoğu esir alındı; Foulques ve beraberindekiler Montferrand'a kaçtılar. Zengî tekrar Montferrand'ı kuşattı fakat Antakya Prensi Raymond, Edessa kontu II. Joselin ile II. İoannis'in destek kuvvetlerinin yolda olduğunu öğrenince kuşatma altındakiler ile görüşmeye başladı. Kalede kuşatılanlar, bu hareketlerden haberdar değillerdi fakat güvenli bir geçiş ile Raymond ve diğer tüm Hıristiyan esirlerin serbest bırakılması karşılığında kaleyi Zengî'ye teslim etmeyi kolayca kabul ettiler.
Fâtımîler, 1151 yazında sahil kasabalarına karşı yaptıkları saldırılar sırasında Trablus'u da ele geçirdiler. Fâtımîler, limanda bulunan gemileri imha edip, çok sayıda askeri esir ettiler. Nûreddin Zengi, 1152'de kontluğa girdi ve Tortosa'yı ele geçirip orada bir garnizon bıraktı. III. Baudouin, Trablus'a geldi ve Kudüs ile Trablus'un önde gelen baronlarının katıldığı bir "genel davet" düzenledi. Kral vardıktan sonra, Nûreddin'in birlikleri Tortosa'yı terk ettiler ama kaleyi yıktılar. Kalenin yeniden inşası pahalı olduğu için, Raymond Tortosa'yı önce yerel piskoposa sonra en önemli karargahlarından birini oraya taşıyan Tapınak Şövalyelerine verdi.
KAYNAKÇA;
WİKİPEDİA