Calut, Hz. Dâvud (a.s.) zamanında yaşamış, Amâlik kavminin kralıdır.
Amalika kavmi Akdeniz'in sahilinde, Mısır ile Filistin arasında yaşayan bir milletti. Amalika kavminin kralı Calut, Hz. Musa'nın vefatından sonraki bir dönemde İsrailoğullarına saldırmış, pek çok kişiyi esir almış, kıymetli eşyalarına el koymuş ve hatta Tevrat’ı dahi ortadan kaldırmaya çalışmıştır. Bu sırada İsrailoğulları'nın bir peygamberi de yoktu. Bunlar Allah'a yalvararak bir peygamber göndermesini istemişler, Allah Teâlâ da onlara Hz. Musa’dan sonra bir peygamber göndermişti.
İsrailoğulları peygamberlerine Allah yolunda savaşmaları için kendilerine bir hükümdar tayin etmesini ve bu şekilde Calut a karşı savaşarak tekrar eski yurtlarına dönmek istediklerini söylerler. Bu peygamber onlara Allah’ın kral olarak Tâlût’u seçtiğini haber verir ve Talut yeni hükümdar olarak tayin edilir ancak halk Talut’u küçük görerek hükümdarlığını kabul etmek istemezler. Her şeyi maddi ölçülere göre değerlendirmeye alışmış olduklarından içlerinden daha zenginleri varken, böyle birisinin tayinine razı olmadılar. Fakat Peygamber, Tâlut'un hem bilgili hem de fiziksel yapı itibariyle bu işe uygun olduğunu söyleyip bu işin ehli olduğunu belirtmiştir (el-Bakara, 2/246-247).
Yine Peygamber, İsrailoğulları'na, Tâlut'un hükümdarlığının işâreti olarak içinde atalarına ait bir takım kutsal emânetler ve Tevrat levhaları bulunan kutsal tabutu, meleklerin getirmesi mucizesini göstermiştir (el-Bakara, 2/248).
Bunlardan sonra, Tâlut, İsrailoğulları'nın başına geçip, Câlut'a saldırmak üzere Filistin veya Ürdün nehrini geçerken, ordusunun sabrını veya samimiyetini ölçmek istemişti. Hava çok sıcaktı ve ordusuna nehirden geçerken su içmemelerini söylemişti. Fakat ordusundan bu emre çok az asker uydu.Savaş meydanında, orduya katılan büyük kardeşlerini ziyaret için karargâha gelen genç yaştaki Dâvûd, Talut’un izniyle Golyat(Calut)’ın karşısına çıkmak ister ve sapanıyla Calut’a attığı taş ile onu alnından vurur, sonra da kılıçla başını keser.
Hz. Dâvud (a.s.), Tâlut ve Eşmuil (a.s.)'ın vefatından sonra İsrailoğulları'nın başına geçmiş ve kendisine peygamberlik de verilmişti (el-Bakara, 2/249-252).