Memluk sultanlarından Çerkes kökenli Burci hanedanının on sekizinci hükümdarıdır. 1423 yılında Kafkasya’da doğdu. On üç yaşında Mısır’a getirildi ve Sultan Baybars tarafından satın alındı. 1468 ile 1496 yılları arasında Memluk sultanlığı yapmıştır.
Fâtih Sultan Mehmed’in hac güzergâhındaki su yollarının bakımı ve yeni havuzlar inşa etme teklifinin el-Melikü’l-Eşref Seyfeddin İnal tarafından reddedilmesi yüzünden başlayan gerginlik, Karamanoğulları ve Dulkadıroğulları’na bey tayini ve bu devletleri nüfuzları altına alma mücadelesiyle giderek, dolaylı da olsa çatışmaya dönüşmüştü. Kayıtbay tahta çıktığında Osmanlılar’ın desteklediği Dulkadıroğulları Hükümdarı Şehsuvar Bey Memlükler’le savaş halindeydi. Bu sırada Memlükler de Osmanlılar’a karşı Karamanoğulları’nı destekliyordu. Osmanlılar’la ilişkileri düzeltmek isteyen Kayıtbay, Karamanoğulları’nı desteklemekten vazgeçti ve Fâtih’e bir elçi gönderip ondan Memlük kuvvetlerini yenilgiye uğratmış olan Şehsuvar Bey’e yardım etmemesini rica etti. Onun Karamanoğulları’na destek vermekten vazgeçmesinden memnun kalan ve Karaman seferine katılmadığı için de Şehsuvar Bey’e kızgın olan Fâtih bu teklifi kabul ederek askerî desteğini çekti. Devâdâr Yeşbek kumandasındaki Memlük kuvvetleri yalnız kalan Şehsuvar Bey’i önce Antep’te yendi ve onu Zamantı Kalesi’nde(Pınarbaşı/Kayseri) kuşattı. Bağlılık bildirip teslim olmak zorunda kalan Şehsuvar Bey Kahire’ye getirildi ve kendisine eman verilmiş olduğu halde idam edildi (h.877/m.1472).
Kayıtbay’ın, II. Bayezid’e karşı taht mücadelesi veren Cem Sultan’ı ülkesine kabul ederek ona yardımcı olması iki devleti savaşın eşiğine getirdi.
Kayıtbay çok geçmeden aynı zamanda II. Bayezid’in kayınpederi olan Dulkadırlı Beyi Alâüddevle Memlükler’in elindeki Malatya’yı kuşattı ancak II. Bayezıd, Kayıtbay’ın kendisine karşı gönderdiği kuvvetleri bozguna uğrattı (889/1484). Kayıtbay, bu durum karşısında bir elçilik heyetiyle Bayezid’e barış teklifinde bulundu. Ancak elçileri Osmanlı başşehrinden elleri boş döndü. Osmanlı kuvvetleri daha onlar ülkelerine ulaşmadan sınırı geçerek Memlük topraklarına girdi (h.890/m.1485). Biri Tarsus ve Adana’yı işgal eden, diğeri Malatya önlerine gelen iki Osmanlı ordusuyla Memlük orduları arasında başlayan savaşlar, hicri 895 (m.1490) yılına kadar sürdü. Bu savaşlar sırasında Adana ve Tarsus birkaç defa el değiştirdi. Hicri 8 Ramazan 893’te (16 Ağustos 1488) Adana civarındaki (Ağaçayırı) savaşı kazanan Memlükler şehri tekrar ellerine geçirdiler. Dulkadırlı Beyi Alâüddevle’nin Memlükler’e iltihakı onların işini kolaylaştırmış, Çukurova’da cereyan eden bu savaşlarda üstün gelen taraf genellikle Memlükler olmuştur.
Kaynaklarda âdil, cesur, ileri görüşlü, ilme ve ilim adamlarına değer veren bir hükümdar olarak tanıtılan Kayıtbay pek çok imar hareketinde bulunmuştur.
Ülkesindeki maddî sıkıntılara rağmen Mısır, Hicaz ve Suriye’de pek çok cami, medrese, tekke, köprü ve kale inşa ettirmiştir. Yangın geçiren Mescid-i Nebevî’yi yenilemiş, Mekke ve Medine’de Harem’e bakan birer medrese yaptırmıştır. Bu eserlerden bazıları günümüze ulaşmıştır. Bunlar arasında özellikle türbesinin de içinde bulunduğu Kahire kapısındaki camisi en tanınmış olanıdır. Bu külliye, sadece Memlük mimarisinin değil aynı zamanda İslâm mimarisinin en güzel örneklerinden sayılır (bk. KAYITBAY KÜLLİYESİ). Seyahati seven Kayıtbay Dicle ve Fırat boylarına kadar seyahatler yaptı. Bu arada hac görevini de ifa ederek Burcî Memlükleri döneminin bu görevi yerine getiren tek sultanı olma özelliğini kazandı. Kayıtbay, hayatı boyunca tek bir kadınla evli kalması ve tahttan indirilmiş sultanlara, yakınlarına ve isyan eden bazı emîrlere iyi davranmasıyla da tanınır. Filistin topraklarına, Kudüs’e ve Mescid-i Aksa’ya birçok hizmetleri de olan Memlüklerde, Sultan Kayıtbay tarafından Mescid-i Aksa’nın içerisinde yaptırılan ve kendi adını taşıyan Kayıtbay Sebili halen Müslümanlara hizmet etmektedir.