Mülteci diye tanımlanan kişi; ülkesinde ırk, din, sosyal konum, siyasal düşünce ya da ulusal kimliği nedeniyle kendisini baskı altında hissederek kendi devletine olan güvenini kaybeden, kendi devletinin ona tarafsız davranmayacağını düşüncesi ile ülkesini terkedip, başka bir ülkeye sığınma talebinde bulunan ve bu talebi o ülke tarafından 'kabul' edilen kişidir.
Sığınmacı nedir, kimdir ?
Sığınmacı ise; Yukarıdaki nedenlerden dolayı ülkesini terkeden ve henüz sığınma talebi, kaçtığı ülkenin yetkilileri tarafından 'soruşturma' safhasında olan kişidir. İskan Kanunu Madde3/3'e göre "Türkiye'de yerleşmek maksadıyla olmayıp bir zaruret ilcasıyla muvakkat oturmak üzere sığınanlara sığınmacı denir".
Göçmen nedir kimdir ?
Göçmen; mülteci tanımında bulunan nedenlerin dışında, çoğu zaman ekonomik gerekçelerle, ülkesini gönüllü olarak terkederek başka bir ülkeye, o ülke yetkililerinin bilgi ve izni ile yerleşen kişidir.
Türkiye’nin de taraf olduğu Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair 1951 tarihli Cenevre Sözleşmesinin YUKK md. 61 hükmünde mülteci ;
“Avrupa ülkelerinde meydana gelen olaylar nedeniyle; ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşüncelerinden dolayı zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından yararlanamayan ya da yararlanmak istemeyen yabancılar ile bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya dönmek istemeyen vatansızlar” olarak tanımlanır.
Mülteci sıfatının geçerli olabilmesi için 4 özelliğin var olması gerekmektedir:
- Sadece Avrupa’dan gelenler mülteci statüsüne sahiptir.
- Mülteci statüsünde söz konusu kişinin yabancı olması ve vatandaşı olduğu ülkenin tarafından diplomatik olarak korumaması şartı aranır.
- Mültecilik bireyseldir, kitlesel olarak gelenler mülteci statüsü kazanamaz.
- İltica eden kişinin vatandaşı olduğu ülkede zulme uğrama riskinin haklı bir dayanağı (well founded fear) olmak zorundadır.
Tekrarlayacak olursak ;
Mülteci; "ırkı, dini, milliyeti, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri nedeniyle zulüm göreceği konusunda haklı bir korku taşıyan ve bu yüzden ülkesinden ayrılan ve korkusu nedeniyle geri dönemeyen veya dönmek istemeyen kişi" olarak tanımlanıyor. Yani mültecilere; uluslararası anlaşmalarla özel statü ve hukuki koruma sağlanıyor.
Henüz bu korumadan faydalanamayanlar ise “sığınmacı" olarak nitelendiriliyor. Sığınmacı, mülteci olarak uluslararası koruma arayan ancak statüleri henüz resmi olarak tanınmamış kişilere deniyor.
“Göçmen” ise, ülkesinden ekonomik veya diğer nedenlerle gönüllü olarak ayrılan kişi demek. Yani göçmenler ülkelerini kendi istekleri doğrultusunda terk ederken, mülteciler ülkelerini terk etme zorunda kalan ya da terk ettirilen kişilerden oluşuyor.
Mülteciler konusunda çalışma yürüten örgütlerin başında ise BM Mülteciler Yüksek Komiserliği var.
14 Aralık 1950'de BM Genel Kurulu tarafından kurulan örgüt; dünya genelinde mülteci sorunlarını çözmeye çalışıyor. Fakat kalıcı çözümlere ulaşmak pek de mümkün olmadı.
Mülteci akınını engellemek için bazı önlemler alınsa da dünya insanların umut yolculuğuna hep seyirci kaldı.
- 1) bianet.org
- 2)turkiyehukuk.org
- 3)ntv.com